Sıkça Sorulanlar

Baş ağrısı her yaştan insanı etkileyebilen ve en sık görülen tıbbi şikâyetlerdendir.

Baş ağrısı nedenleri temel olarak ikiye ayrılır: migren, gerilim tipi baş ağrısı gibi primer/birincil baş ağrıları hayat kalitesini bozmakla birlikte hayatı tehdit etmez, çoğunlukla öneri ve tedavilerle kontrol altına alınabilir.

Migren her yaştan bireyi etkileyebilen ve yaşam kalitesini bozan bir rahatsızlıktır. Migren başağrısı genellikle tek taraflı , yavaş başlayarak şiddetlenen , hafif- orta şiddette, zonklayıcı karakterde, sıklıkla göz çevresi ve ensede yerleşen bir başağrısıdır. Beraberinde ışıktan , sesten, kokulardan rahatsızlık , bulantı kusma olabilir. Fiziksel aktivite ile ağrı şiddetlenir, hastalar sessiz karanlık bir odada uzanmak ister.

Algoloji ağrı bilimi olarak da ifade edilmektedir. Algoloji, öncelikle çeşitli yöntemler ile ağrının gerçek sebebini ortaya koyarak ve ağrının ortadan kaldırılması için modern uygulamaların yapılmasını kapsamaktadır. Bu tedaviler standart olmayıp, her hasta için özel olarak seçilmektedir.

Kronik ağrı, tedaviye rağmen 3 aydan uzun süren bütün ağrıları kapsar. Kronik hale dönüşen bu ağrılar artık bir kişi için sadece bir şikayet olmaktan çıkarak başlı başına bir hastalık olarak tanımlanır. Kronik ağrıların büyük bölümünü şunlardan oluşur;

Yüzlerce baş ağrısı tipi vardır. Hastada hangi tipin olduğuna karar vermede öncelikle baş ağrısının özelliklerini sorgularız. Baş ağrısının başlangıç tarzı, yerleşimi, ortaya çıkmasını kolaylaştıran etkenler, ilerleyişi , sıklığı, eşlik eden bulgular ve hastalıklar gibi birçok ince ayrıntı sorgulanır.  Bu sebeple hastaya yeterli vaktin ayrılması ve detaylı anamnezinin ( hikayesi) alınması önemlidir.

Baş ağrısı tipine, baş ağrısı sıklığı ve şiddetine göre tedavi planı değişir.

Bazı hastalar verilen yaşam şekli önerilerine uyduğunda ve gereken vitamin mineral takviyeleri yapıldığında ağrılardan kurtulabilirken, bazı hastalar önleyici ek medikal tedaviye ihtiyaç duyar. Önleyici tedavilerde belli sürelerle günlük ilaç tedavisi uygulanır. İlaç verilecek hastalarda tüm bahsedilen unsurlar göz önüne alınarak bireysel tedavi seçimleri yapılır. Genç bir hasta ile 65 yaş üstü bir hastaya ya da kilolu bir hasta ile çok zayıf bir hastaya verdiğimiz ilaçlar farklıdır. Tansiyon, ritim bozukluğu, astım,  glokom, diyabet, el titremesi, mide problemi ya da uykusuzluk gibi ek rahatsızlıkları olan hastalar için yan etki riskini en aza indirecek ilaç seçilir.

Tetik nokta enjeksiyonu bazı hastalarda oluşan ağrının tedavisi için bir tedavi seçeneğidir. Tetik nokta enjeksiyonu için kullanılan noktalar kas dokusunda bulunur ve ağrıyı tetikleyen noktalardır. Kasların içerisinde bulunan bu noktalar kas dokusunun normal yapısının bozulması ile oluşmuştur

Tetik nokta enjeksiyon için öncelikle ağrıyı tetikleyen noktalar tespit edilir. Cilt temizliği sonrasında, küçük bir iğne tetik noktasına girilir ve bu tetik noktalara 2-3 cc lokal anestezik madde veya serum fizyolojik enjekte edilir.  Enjeksiyon işlemi birkaç saniye sürer. Tetik nokta enjeksiyonu, seğirme ve hafif ağrıya neden olabilir. Birkaç dakika içinde bu noktalarda ağrıda azalma hissedilir. Tetik nokta enjeksiyonu için kısa veya uzun etkili lokal anestezikler kullanılabildiği gibi, kuru iğne de kullanılabilmektedir.

  • Girişim bölgesinde aktif enfeksiyonu olan,

  • Gebe olan veya gebe olma ihtimali olan,

  • Kanında pıhtılaşma bozukluğu bulunan,

  • Girişim yapılmasını kabul etmeyen hastalara bu girişim uygulanmaz.

  • Kuru iğne tedavisi

  • Masaj

  • Basınç uygulama

  • İlaç tedavileri

  • Fizik tedavi yöntemleri

  • Bebekleri sakinleştirir ve ağlamaları azaltır,

  • Bebeklerin gece uykusuna alışma ve daha derin uyuma sürecini destekler,

  • Vücut farkındalığını geliştirir,

  • Cilt dokusunu iyileştirir,

  • Bebek tutma konusunda ebeveynlerin güvenini arttırır,

  • Bebeklerde güven duygusunun gelişimi sağlar,

  • Sindirime sistemine yardımcı olur ve kolik, gaz ve kabızlığın azalmasını sağlar,

  • Burun tıkanıklıklarını ve diş çıkarma ağrılarını azaltır.

Prosedür, burun dokusunu doldurulması, genellikle 20-30 dakika boyunca uygulanan bir anestetik krem ile daha sonra cerrahın ve hastanın belirlediği kilit alanlara enjekte edilmesinden oluşur ve böylece estetik açıdan düzelme sağlanır. Enjeksiyon genellikle 5-10 dakika sürer ve klinik ortamda gerçekleştirilir.

Makyaj ve kirden arındırılmış temiz cilde öncelikle ağrının hissedilmemesi için lokal anestezik krem uygulanır. Lokal anestezinin etkisini göstermesi için yaklaşık 30 dakika beklenir.

Bu adımdan sonra yüze mikro boyuttaki iğneler vasıtasıyla cilt gençleştirici ilaçlar zerk edilir. Bu ilaçların kullanım miktarı ve içerikleri kişinin talebininin yanı sıra cildin genel durumu gözetilerek değişmektedir. Birçok markanın farklı mezoterapi ürünü vardır ve bunların içerikleri birbirinden farklıdır.